Arama

19 Şubat 2007 Pazartesi

Little Miss Sunshine (2006)

*** A real loser is someone who's so afraid of not winning he doesn't even try ***

Konusu şöyle; bir aile; kişisel gelişim konularında kitap yazıp ailesine de pozitif düşünme konusunda baskı yapıp otoriter olmaya çalışan baba, aileyi bir arada tutmaya çalışan anne, uyumsuz ağabey, daha da uyumsuz dede, Proust konusunda bir numaralı otorite olan ama erkek arkadaşı terkedince intihara kalkışan "loser" profesör dayı. Ailenin küçük kızı Olive bir yenetek yarışmasına davet edilince hep beraber bir minibüse doluşup yola koyulurlar.

Ne anladım; "There are two kinds of people in this world, winners and losers" diye başlıyor babanın konuşmasıyla film. Banliyöde yaşayan tipik olmayan bir Amerikan ailesi. Belirli kuralları robot gibi takip edip "başarılı" olmaya kafayı takmış baba üstelik bu konuda "kaybeden"leri eğitmek ile hayatını kazanmaya çalışıyor. Yayımcısının kazık atması ile dünyası altüst olan baba başta olmak üzere tüm acaipliğiyle "aile", küçük kızlarını yetenek yarışmasına yetiştirmeye çalışırken sürpriz gösterisinin ne olduğunu bile öğrenmeye çalışmıyor, sonunda şaşırıyorlar ama birbirlerini kabullenme konusunda çok yol aldıklarından belki de ilk kez tam bir aile oluyorlar.

Aklımda kaldı; bir durunca bi daha zor çalışan, vurdurarak çalıştırdıkları vosvosla kızı benzinlikte unutup almak için geri döndükleri ama durmadan havada kaptıkları sahne. Dayı rolünde Steve Carrell.

Sonuç; niye bu kadar abartıldığını çok da anlayamadım ama iyi.

Evde izledik, ocak'taydı galiba

http://www.imdb.com/title/tt0449059/

Hiç yorum yok: