Arama

2002 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2002 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Kasım 2007 Cumartesi

Equilibrium (2002)

*** ***

Konusu şöyle; insanlık üçüncü dünya savaşını yaşamış ve dördüncüsünü yaşamamak için tüm olumsuzlukların ve savaşların sebebi olarak görülen her tür duyguyu yok eden bir ilaçla yaşayan ve hissetmenin ölümle cezalandırıldığı bir topluma dönüşmüştür. Bu toplumu ayakta tutan en önemli unsur olan rahiplerden biri takım arkadaşını öldürmek zorunda kalır. Yaşadığı travmanın etkisiyle ilaçlarını kullanmayı bırakmaya karar verir ve yavaş yavaş sınırı geçmeye başlar.

Ne anladım; afişine bakınca sıradan bir aksiyona benzemesine rağmen film bir bilimkurgu. İnsanların hissizleştirilip aynılaştırıldığı bir toplumdaki görevlinin inancını sorgulaması hikayesi ile çok orijinal gelmiyor öykü. Film Fahrenheit 451 ile Matrix kırması hissi veriyor, Cesur Yeni Dünya ve 1984'de akla gelen diğer referanslar. Prison Break'ten tanıdık oyuncular var.

Aklımda kaldı; dövüşen rahipler tiplemesi hep komik geliyor bana. Tepeden gösterilen dövüş sahneleri, çok hızlı hareket eden rahipler pek inandırıcı ve yapılanları insanüstü göstermeyen bir teknikle çekilmiş.

Sonuç; iyi bir keşif

24 kasım ctesi izledik

http://www.imdb.com/title/tt0238380/

17 Eylül 2007 Pazartesi

Impostor (2002)

*** Einstein demiş ki; Yalnızca iki şey sınırsızdır: Kainat ve insan aptallığı. İkincisinden emin değilim ***

Konusu şöyle; 2070'li yıllarda dünyayı ele geçirmek isteyen uzaylılarla savaş devam etmektedir. Önemli şahsiyetleri yok etmek için dünyalıları öldürüp yerlerine onlara çok benzeyen ama içlerinde bomba bulunan benzerlerini (impostor) dünyaya göndermektedirler. Spencer Olham (Gary Sinise) silah tasarımı yapan bir bilim adamıdır. Binbaşı Hathaway tarafından impostor olmakla itham edilir.

Ne anladım; Philip K. Dick'in bir kısa öyküsünden daha uyarlama ile karşı karşıyayız. Karakterlerin arka planını çok anlatmayan, tv için çekilmiş gibi duran bir film. Blade Runner, Minority Report gibi hikayelerin minör bir versiyonu gibi duruyor. Vincent D'onofrio iyice yüzeysel kalabilecek bir acımasız polis karakterini ilginç kılıyor. Oyunculuklar genel olarak iyi. Senaryo da "yeterince" iyi. Total Recall'ın eskizi tadında

Aklımda kaldı; Sinise ve D'onofrio'nun karakterleri.

Sonuç; idare eder

16 eylül pazar gecesi izledik

http://www.imdb.com/title/tt0160399/

25 Ağustos 2007 Cumartesi

Bubba Ho-tep (2002)

*** No offense, Jack, but President Kennedy was a white man. ***

Konusu şöyle; Elvis şöhretten sıkılınca kendisine çok benzeyen bir taklitçisi ise yer değiştirmiş, sonra bir kaza geçirmiş ve bir huzurevinde kırık kalçasıyla nerede hata yaptığını düşünerek günlerini geçirmektedir. Ruh emici bir mumya kaldığı huzurevindeki yaşlı insanları birer birer avlamaya başlayınca gizli servis tarafından zenci yapıldığını düşünen Kennedy ile beraber ruhlarını savunmaya ve kahraman olmaya karar verirler.

Ne anladım; kısa bir hikayeden Don Coscarelli tarafında uyarlanan ve yönetilen kendine has fantastik bir hikaye. Sam Raimi'nin Evil Dead'i ile en meşhur B sınıfı film oyuncusu olan Bruce Campbell çok başarılı bir Elvis olmuş. Filmin ilk yarısı çok ilginç; geri dönüşlerle Elvis'in yer değiştirme hikayesi ve huzurevinde yaşadığı yaşlılık problemleri ilgiyle izleniyor ama sonrasında mumya ile dövüş ve b-sınıfı korku filmi finali ve klişelerine girdiğinde kötüleşmese de sıkıcı oluyor biraz.

Aklımda kaldı; taklitçiyi taklit eden Elvis hikayesi. Elvis'in böcekle ilk dövüşü. - Ruh emme günlerin bitti artık pislik! repliği.

Sonuç; çok deli bir hikaye.

24 ağustos gecesi izledim

http://www.imdb.com/title/tt0281686/

4 Ağustos 2007 Cumartesi

Anachist Cookbook (2002)

*** Ne kadar ileri gitmeye hazırsın ***

Konusu şöyle; asıl adı Peter olan ama fazla kullanıldığı için Puck ismini tercih eden kahramanımız bir grup anarşist ile birlikte takılmaktadır. Aralarına Johnny Black isimli bir nihilistin katılmasıyla amaçlarından sapıp şiddete yönelen grubun başı da kanunla derde girer.

Ne anladım; Puck karakteri üzerinden kafası karışık bir adamın hayatta yoluna karar verme hikayesi olan film Dövüş Klübü ile Trainspotting'i hatırlatıyor. Düşük bütçeli olan ve görselliği zayıf ama ilginç bir hikayesi var. Anarşistlerden başlayarak bir çok siyasal görüşü eleştiren söylemi ilgi çekici. Filmin Anarşizmi anlatmak gibi bir derdi yok, filmin adındaki tarife kitabı da şiddet eğilimli karakterin kendi amaçları için onları kullanmak için edindiği kitabın adı yani bir gönderme. Hikayenin yapısı Trainspottinge bayağı benziyor.

Aklımda kaldı; - We? We? What do you mean we? - We? Are we talkin' french now?

Sonuç; ilginç

4 ağustos cumartesi izledim

http://www.imdb.com/title/tt0284850/

26 Temmuz 2007 Perşembe

XX/XY (2002)

**** Sağlıklı bir ilişkide dürüstlüğe yer yoktur ****

Konusu şöyle; Animasyon yapmakla ilgilenen Coles üniversitenin son yılında olan Sam ve Thea ile tanışır ve üçlü karmaşık bir ilişkiye girerler. On yıl sonrasında tekrar karşılaştıklarında artık değişip farklı yollara gitmişlerdir ancak eski anıların etkisi kararlarını yeniden düşünmelerine yol açar.

Ne anladım; Amerikan bağımsızları tarzında minik bir romantik film. Before Sunrise, Beautiful Girls gibi filmleri sevenlere hitap eder. Kanımca filmin sorunu ilk bölümdeki ilişkinin ikinci kısımdaki etkilere yol açacak kadar derin olduğunu hissedemememiz, ama yine de başarılı ve ilgi çekici hikaye ve karakterler anlatmış Austin Chick. Yönetmenin arkadaşı bir çiftin ilişkisini öyle etkilemiş ki filmi izledikten sonra boşanmaya karar vermişler. Bol bol Ruffalo'nun da kıçı görünüyor.

Aklımda kaldı; Tarkan'ın Şımarık'ı pek uymasa da bir sahnede çalıyor. Coles'un filmini izleyen ve yolda onu tanıyan bir izleyicinin filmi beğenmediği için parasını geri istediği (hem kendi hem ayrıldığı kız arkadaşı için) sahne komikti. Mark Ruffalo'nun filmin ilk bölümündeki bıyığı. "Just chillin, like Bob Dylan" 10 dakikalık diş fırçalama sahnesi

Sonuç; beğendim.

25 Temmuz çarşamba gecesi izledik

http://www.imdb.com/title/tt0245573/