Arama

28 Aralık 2010 Salı

The Tourist (2010)

*** Ameliyata iki milyon euro verdin ve bu suratı mı seçtin ***

Konusu şöyle; Rus mafyasından İnterpol'e neredeyse tüm dünyanın peşinde olduğu hırsız/dolandırıcı Alexander Pearce'in sevgilisi Elise (Angelina Jolie) peşindekileri atlatmak için trende fiziksel olarak Alexander'ı andıran bir adamın yanına oturup konuşur. Karısını kaybetmiş, casus romanı seven bir matematik öğretmeni olan Frank Tupelo (Johnny Depp) kendisini bu çekici kadına kaptırır.

Ne anladım; Başkalarının Hayatı ile tanıdığımız Donnersmarck'ın iki yıldız oyuncu ile kotardığı bir yeniden çevrim. Orijinal filmdeki Sophie Marceau bence Jolie'den daha çok uygun bu role. Paris'ten Venedik'e görsel albenisi olan mekanlarda geçen film klasik tadını izleyiciye verebiliyor. İki karakter arasındaki çekimi izah etmekte zorlanması ise senaryonun eksisi bence.

Aklımda kaldı; son jenerikte çalan Starlight (Muse) filmin tonuna mükemmel uyan bir parça. Çatılarda pijamalarla kaçan Frank. Frank'in İtalya'da ispanyolca konuşmaya çalışması ve elektronik sigara da senaryoda çok güzel detaylar.

Sonuç; eğlencelik

25 aralık ctesi günü sinemada izledik

Av Mevsimi (2010)

*** Bakış açısını değiştir ***

Konusu şöyle; ormanlık bir alanda kesik bir kol bulunur. Cinayet masasından tecrübeli detektif Ferman (Şener Şen) ve deli laz İdris (Cem Yılmaz) konuyu araştırmakla görevlendirilir. Eleman eksikliğinden yanlarına çömez Hasan(Okan Yalabık)'ı da alırlar. Araştırma zengin holding patronu Battal'a (Çetin Tekindor) kadar uzandığında bakanların da devreye girdiği ve çözümü zorlaşan bir savaşa dönüşür.

Ne anladım; Yavuz Turgul'un senaryo ve yönetimi ile sinemamızda pek görmediğimiz bir tür filmi denemesi. Öncelikle görüntü yönetiminin tonu ve başarısını kabul etmek lazım. Bir polisiye çekmek de bu kadro için güzel bir deneme olmuş. En ciddi sıkıntı karakterlerin fazla derin olmaması, nihai çözümün filmin adında bile iddia edilen av/avcı/zekaların savaşı gibi sözlerin ağırlığı altında kalması ve dialoglardaki etkileyicilikten uzaklık bana göre. Beni rahatsız eden birkaç kısmını sıralayayım; İdris'in sıkı araba takibine başlar başlamaz Hasan'a antropoloji konusunda laf sokmaya çalışması, gene İdris'in eski karısıyla yakınlaştığı gece, gene İdris'in barda duyduğu şarkı karşısında gösterdiği çocukça heyecan tepkisi vs. vs.

Aklımda kaldı; gölde ilerleyen ve kesik ele ulaşan giriş jeneriği. Ferman'ın ikisini aşağıda haşladığı sahne.

Sonuç; iyi niyetli bir deneme