*** You don't have much faith in humanity, do you? ***
Konusu şöyle; küçük bir kasabada bir fırtına ufak çapta hasar verir. İnsanlar ertesi gün marketlerden alışveriş yaparken kalın bir sis tabakası tüm kasabayı kaplar. Sisin içerisinde ahtapot kolları gibi yaratıklar dolaşmaktadır ve ortaya çıkan insanlara saldırmaktadır. Büyük bir grup bir markette mahsur kalırlar.
Ne anladım; Shawshank Redemption, Green Mile ve Majestic'den sonra Frank Darabont gene bir Stephen King öyküsünden uyarlama ile karşımızda. Çıta giderek düşüyor. Klasik bir zombi filmi çatısına sahip hikaye anlatımında da bu tür filmlerine dayanıyor. Çok rahatsız edici kamera hareketleri var, kameranın elde duruyormuş gibi küçük düzeltmeler yapması, odağını değiştirme gibi küçük dokunuşlar yadırgatıyor kendini. Ancak bu tür ucuz film numaralarının iş yaratıkları görüntüleme gelince masraftan kaçınılmadığını (gerçi sisten fazla birşey görmüyoruz) görmemizle bir tercih meselesi olduğu vurgulanıyor. Filmin en ilginçleştiği nokta olanları tanrının işlenen günahlara ceza olarak gösterdiği gazabı olarak gören ve giderek güçlenen köktencilere karşı sayıları giderek azalan mantıklı insanların arasındaki gerilimin işlendiği sahneler. Darabont'u da hikayenin bu kısmı çekmiştir sanıyorum çünkü önceki filmleri referans olarak alınırsa giderek aşağıya inen bir yolda. Filmin finali özellikle ilk bakışta değişik bir son olsa da biraz bir insanın gerçekten bir tehlike ortalıkta görünmezken öyle davranması hiç inandırıcı değil.
Aklımda kaldı; dışarı bilinemeyen bir durum varken aklın yerine korkudan beslenen bir akımın kazanacağını konuştukları ve insanlığın bu konuda sabıkalı olduğunu söyledikleri sahne. "Din ve politika nasıl çıktı sanıyorsun?"
Sonuç; izlenir ve unutulur
16 mart pazar günü izledik
http://www.imdb.com/title/tt0884328/
Arama
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder