*** And so, they all lived happily ever after ***
Konusu şöyle; evlenmek için prensini bekleyen Giselle (Amy Adams) Prens Andrew'u (James Marsden) bulur sonunda. Oğlunun evlenmesini istemeyen Kraliçe Narissa (Susan Sarandon) Giselle'i şatonun kuyusundan evrenin en uzak ve mutsuz noktasına yani New York'taki Times meydanına gönderir. Burada dul, uzun süredir bir ilişki yaşamakta olan ve 6 yaşında bir kızı olan Robert (Patrick Dempsey) ona yardımcı olmaya çalışır.
Ne anladım; ilk 5 dakikası felaket kötü bir çizgi film olarak başlayan hikaye karakterlerin gerçek dünyaya fırlamaları ile katlanılır hale geliyor. Amy Adams'ın Giselle olduğuna inanmak çok zor, yaştan kaybediyor bayağı. Marsden kanlı canlı prens rolünde ikna edici ama. Disney'in körlemesine evlilik yerine flörtün gerekliliğini kabul eden bir hikaye ile gelmesi liberal bir açılım gibi görünse de nihayetinde iki çiftinde parmaklarında yüzükleri görüp anlıyoruz ki gene de izdivaç şart diyor. Modern aşkların biraz masalsı romantizme, masallardaki gözü kara sevdaların da biraz gerçekçi bakışa ihtiyacı var yoksa ikisi de felakete gidebilir gibi yorumladım. Filmdeki Manhattan kullanımı çok başarılı. En yakın karşılığı "The Princess Bride"
Aklımda kaldı; filmin başında çizgi olarak gördüğümüz hizmetkar hayvanların New York'daki canlı izdüşümleri başarılı. Finale yakın baloda, elmanın merdivenlerden yuvarlanıp çiftin ayaklarına geldiği sahne.
Sonuç; balolu masalsı bir romantik komedi
29 mart cumartesi izledik.Doruk'un izin verdiği ölçüde
http://www.imdb.com/title/tt0461770/
Arama
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder