***** Bir cinayetin anatomisi *****
Konusu şöyle; savcılıktan ayrılmış olan Paul Biegler (James Stewart) ufak tefek davalarla geçimini sağlamaktadır. Karısına tecavüz eden adamı öldüren Teğmen Manion'un karısı Laura ondan kocasını savunmasını ister. Geçici bir cinnet geçirerek yaptığı bu cinayeti anımsamadığını söyleyen tutukluyu beraat ettirmeye çalıştığı davada karşısında büyük şehirden gelen savcı yardımcısı Dancer (George C. Scott) yer alacaktır.
Ne anladım; Otto Preminger'in hukuk ve suç kavramları üzerine zamanında ciddi tartışmalar yaratmış filmi, tartışmaların büyük kısmı bir filmde ilk kez sperm, don gibi kelimelerin geçmesinden kaynaklanıyormuş. Karşımızda haşmetli bir dava filmi var, ve günümüzde alıştığımız bu türün genel karakteristiği olaya odaklı olması, sürpriz gelişmelerle dolu olması ve iyi ile kötünün belirgin şekilde ayrıştırılmış olmasıdır. Burada ise gerçeğin ne olduğundan ziyade davayı kazanmaya odaklı bir avukatın savcılıkla oynadığı satranç mücadelesini izliyoruz. Başarılı diyaloglar, Stewart ve serinkanlı Ben Gazzara'nın iyi oyunculukları ilgiyi arttırıyor (gerçi bunların dışındakilerin oyunculuğu için aynı şeyi söyleyemeyeceğim) Böyle konuşma üzerine kurulu bir filme yakışan senaryosu ile kendine özgü, sinik bir hukuk draması.
Aklımda kaldı; Dancer'ın Laura Manion ifadesi sırasında Biegler'ın görüşünü kestiği sahne çok eğlenceli. Pek beğenilmese de klişe bir tipleme olan yargıç filme eğlence katıyor. Duke Ellington imzalı müzikleri. Filmin afişinin en başarılı 100 film afişi arasında olmak gibi bir ünü var, sanırım "kes biç kendine göre bir doğru yarat" demek istiyor. Yargıç ve avukatların mahkemede "don"a ne diyeceklerini tartıştıkları sahne.
Sonuç; mükemmel
16 mart pazar sabahı izledim
http://imdb.com/title/tt0052561/
Arama
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
YA sorma ben de bayıldım bu filme... Ki o dönem tüm mahkeme filmlerini izlemişim gibi bir his vardı içime... Bi baş yapıtı ıskalamışım pee!
Yorum Gönder