Arama

24 Şubat 2008 Pazar

Le Scaphandre Et Le Papillon (2007)

***** E - S - A - R - I ... *****

Konusu şöyle; Elle dergisinin başarılı editörü Jean-Domique Bauby günün birinde bir kriz geçirir ve tek gözü hariç tüm vücudu felçli kalır. Kaldığı hastanedeki terapistin yardımıyla bu gözü kullanarak iletişim sağlamayı başarır ve içinde yaşadığı bu dünyayı anlattığı romanını yazmaya başlar.

Ne anladım; Basquiat ve Before Night Falls'un yönetmeni Julian Schnabel ilk duyuşta Mar Adentro'yu anımsatan bir yatalak hasta portresini getiriyor. Gene bir gerçek yaşam öyküsü var karşımızda. Hikaye hastanede bu durumda ilk uyanışından başlıyor, Bauby'nin sağlam tek gözünün içerisindeymiş gibi alıyor izleyiciyi. Zaman geçtikçe ve durumu kabullenip dalgıçlıktan kelebekler yaratmaya geçiş süreciyle arada sırada kahramanın dışına çıkıyoruz ancak temelde bu adamın ne hissettiğine ve düşündüğüne odaklanan anlatım üst düzeyde bir özdeşleşme imkanı sağlıyor. Baba rolünde yazarla aynı durumu paylaştığını düşünen (ama onun sebebi yaşlılık) Max Von Sydow nihayet son dönemde oynadığı birbirinden boktan filmlerden bambaşka ve şahane bir performans sergiliyor da içimizi rahatlatıyor. Bir hikaye ya da kahraman bir kişilik tanıtmak değil bu filmin derdi, bir durum karşısında hayalgücü ve anılarından başka herşeyini kaybeden bir adamın bu ikisini birleştirerek yaşadığı bir deneyimi mümkün olduğunca güçlü bir şekilde izleyici ile paylaşmak ve bunu da başarıyor.

Aklımda kaldı; girişte röntgenlerden ve finalde tersten gösterilen buzulların erimesi görüntülerinden oluşan jenerikleri. Alfabeyi sayan kişiye göz kırparak kurduğu iletişim. Girişte La Mer çalarken bunun sebebini kriz anını gösterdiği filmin sonunda görüyoruz. "Hepimiz çocuğuz, hepimiz onaylanmak isteriz"

Sonuç; mükemmel.

24 şubat pazar sabahı izledim

http://www.imdb.com/title/tt0401383/

Hiç yorum yok: