*** Hayalgücü ve özgürlük ***
Konusu şöyle; Ekim 2007'de Amerika Başkanı Bush bir konferansta yaptığı konuşmanın çıkışında vurularak öldürülür. Yıllar sonra yapılan bu belgesel olayın öncesini ve sonrasındaki suçluyu bulma çalışmalarını anlatıyor.
Ne anladım; çok büyük bir terörist eylem olsa yargılama süreci nasıl olur? Toplumdaki önyargılar bu süreci nasıl etkiler? Olağan şüpheliler toplanıp hemen bir suçlu bulunur mu? Böyle bir durumu hikayeyi anlatmak isteyen ekip en az 11 eylül kadar sansasyon yaratabilecek Amerikan Başkanının öldürülmesi hayali durumu çıkış noktası olarak almış. Filmin ilk yarısı olayın olduğu hayali günün JFK suikasti gibi portresini çiziyor. Ardından olaydan sonra yapılan adli ve balistik soruşturmaları ve yargı sürecini anlatıyor. Olayın kesin olmayan kanıtlara rağmen islami teröristlerle bağlantısı olma ihtimali olan bir müslümana fatura edilmesi ile çözümlendiği ancak aslında Körfez savaşında oğlunu kaybeden bir Amerikalı babanın aleyhinde daha çok kanıt olduğu çözümlemesiyle bitiyor. Böyle bir konu için bu fikrin düşünülebilmesi ve filme aktarılabilmesi bile çok büyük bir olay bence ve dünyanın bu kısmı ile o kısmı arasındaki farkı düşündürüyor.
Aklımda kaldı; burada cumhurbaşkanı korkuluk şeklinde çizildi diye dava açılıyor, orada adamlar "Chicago Hates Bush" diye slogan atabiliyor. "Başkan arıyor" denildiğinde FBI ajanı şaşalıyor, "yeni başkan Cheney" diyorlar. Burası biraz da Bush gitse de aynı zihniyet yaşar demek istiyor gibi geldi.
Sonuç; izlenmeye değer
2 şubat ctesi izledim
http://www.imdb.com/title/tt0853096/
Arama
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder