*** Walküre ***
Konusu şöyle; Hitler'in hem Almanya'yı soktuğu durumdan hem de ordu içerisindeki yapılandırmasından hoşnut olmayan ciddi bir subay güruhu suikast planları düzenlerler ve hepsi başarısız olur. Bir çarpışmada tek gözü ve parmaklarının çoğunu kaybeden Albay Stauffenberg Hitler'in karargahı Kurt İni'ne bir bombayla girip Hitler'i yok etme ve olağanüstü durumlar için bekleyen yedek orduyu darbe için kullanma planını uygulamak için yetkilendirilir.
Ne anladım; hastası olduğumuz filmlerden Olağan Şüpheliler'in yönetmeni Bryan Singer ve yazarı Christopher McQuarrie'i bir araya getiren bir savaş draması. Her ne kadar erdemleri olsa da bir Ron Howard filminden beklenebilecek klişe ve manipülasyonları barındırması ile (ki hemen öncesinde ona ait Frost/Nixon'da bu önyargımı kıracak kadar değişik ve iyi bir iş çıkarmış) bu ekip için bir hayal kırıklığı. Herşeyden önce herşeyiyle Alman bir hikayenin Hollywood tarafından ve İngilizce çekilmesine itirazlarında haklılar, ancak Tom Cruise karakteri herşeyiyle başarıyla taşımış ve karşıt önyargılara bir dur demek lazım. Gene Stauffenberg'in çocukları ve karısıyla ilgili dramatik unsurların çok standart bir şablondan sürükle bırak ile senaryoya eklendiği hissi, filmin genelinde tüm o usta oyuncuların yer aldığı sahnelerdeki yapaylık hissi filmin havasını zedeliyor. Ancak Tom Wilkinson'ın Fromm karakterini ayrı tutmak lazım, o iyi bir iş çıkartmış. Bir de o dönemdeki tüm Almanlar kötü değildi savunması iyi hoş da sonuçta oy vererek seçimle bir manyağa politik güç sağlamanın o gün de mazereti olmamalı bugün de. Filmi izlemeye değer kılan noktalarına örnek ise; çok net bir kötü adam sunmaması. Evet Hitler çok güzel abartılabilecek bir canavar olarak kullanılabilirdi ancak film buna tenezzül etmiyor, Stauffenberg'i de idealize etmeden olayların merkezine yerleştirmeyi başarıyor. Özellikle Hitler'in patlamadan kurtulabilmesini sağlayan etkenleri de içeren eylem sahnelerinde ve sonrasında gerilimi iyi aktaran anlatı en çok da tarihin akışının bazen nasıl pamuk ipliğine bağlı olduğunu göstermesi ile akılda kalıyor. Kişisel hırsların yanısıra hava sıcak diye toplantı mekanı değiştirmek, yerdeki yamuk duran çantayı birkaç santim yana çekmek binlerce başka insanın yaşamına mal olabiliyormuş.
Aklımda kaldı; Stauffenberg'in patlama sonrasında kumun üzerinde yayılan kanı. Girişte Branagh'ın canlandırdığı General'in bombayı önce içeri sonra dışarı çıkartma çabası. Eddie Izzard iletişim subayı rolünde. Goebbels'in ağzında kapsül elde telefonla yedek ordu subayını içeren sahnesi.
Sonuç; izlenir.
31 ocak cumartesi.
http://www.imdb.com/title/tt0985699/
Arama
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder