Konusu şöyle; 1535'de bir simyacı ölümsüzlük sağlayan bir alet yapar ve bir heykelin içine saklar. Heykel yaşlı bir antikacı olan Jesus Gris'in (Federico Luppi) dükkanına gelir ve torunu Aurora (Tamara Shanath) ile tesadüfen aleti bulurlar. Ölümcül hastalığın pençesindeki zengin De La Guardia (Claudio Brook) aletin kullanım klavuzuna sahiptir ve bulduğu her benzeyen heykeli satın alarak aleti bulmaya çalışır. Yeğeni Angel (Ron Perlman) yaşlı antikacının dükkanını bulur.
Ne anladım; günümüzdeki fantastik sinemanın önemli isimlerinden biri haline gelen Guillermo Del Toro'nun (Blade II, Pan'ın Labirenti, Hellboy serisi) ilk filmlerinden. Vampir hikayesinin ölümsüzlük temasını ön plana çıkaran hikaye aynı zamanda yönetmenin artık her filminde görülebilen öğelerini içermesiyle de ilgi çekici. Küçük bir kız çocuğu, içerisinden çalışmasını izlediğimiz ufak makinalar, deriyi döküp beyaz bir cilde sahip olan yaratık gibi. Hikayenin çok özgün olmamasına rağmen filmi ilginç kılan, karakterlerin duygusal boyutları ile derinlik kazanması. Jesus'un artık ömrünün son dönemine yaklaşırken birden istemeden de olsa ölümsüzlüğe kavuşması ama buna karşı ödemesi gereken bedele karşı çelişkileri, Aurora'nın dedesini korumaya çalışması, yeğen Angel'in tek beklentisinin amcanın ölüp servetini kendisine bırakmasına kadar zaman geçirmek olması. Del Toro'nun hem görsel hem fikirsel temalarının kökenlerinin görülebileceği başarılı bir çalışma.
Aklımda kaldı; tuvalet zemininden kan yalama sahnesi. Makinanın örümcek gibi kollarının çalışıp ilk kez Jesus'a sapladığı sahne.
Sonuç; iyi
23 ocak cuma günü izledim.
http://www.imdb.com/title/tt0104029/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder