Konusu şöyle; eski yarışçı Jensen Ames'ın (Jason Statham) çalıştığı fabrika kapanır, aynı akşam evinde karısı ölü bulunur ve adam hapise atılır. Hapishanede mahkumlar modifiye edilmiş ve silahlarla yüklü arabalarla ölümüne yarış yapmakta, bu yarışlar televizyonlardan abonelik usulü satılmakta ve beş yarış kazanana özgürlüğü vaadedilmektedir. Elemanımız doğal olarak olaya girer.
Ne anladım; Resident Evil serisinin ilk filminin yönetmeni Paul W.S. Anderson bu kepazeliğin de sorumlusu. Yıllar önce aynı temalar çevresinde dolanan bir filmin sahibi olan Roger Corman parayı bayılmış. Fabrika işçisi gibi başlayan ama tanınmış bir sürücü olduğu ortaya çıkan Statham her zamanki rolünü oynuyor; kalbi doğrular için çarpan, dürüst güçlü erkek. Bir acaip entrikalar sonucu hapse düşen bu adam üzerinden medyatikleştirilmiş ölüm üzerine birşeyler gelecek zannediyoruz ama kısa sürede görüyoruz ki amaç birşeyler anlatmak değil, son teknolojiler yardımıyla hızlı arabalarla, patlamalarla, ezilen adamlarla göz boyayan bir kargaşa yaratıp bu tür gösterilerin hastası genç embesil izleyicinin parasını cukka etmek. Olacaksa bari en azından gene Statham'ın oynadığı "Crank" gibi olsun, böyle ucubik seviyesizlikler olmasın bari. Kötü yönleri; felaket senaryosundan, bir hapishanenin bu adama kafayı takıp karmaşık bir komplo yaratıp hayatını kaydırmasından yarışın tam bir bilgisayar oyunu gibi kurgulanıp gösterilmesine elle tutulur yanı yok. Joan Allen gibi bir oyuncunun komuta merkezinde oturup "kalkanları indirin" tarzı emirler veren kötücül hapsane müdürü olarak kullanılması ayrı bir üzüntü kaynağı. Sonuçta; öncesinde izlediğim iki şahane filmle detoks olan bünyem aksiyon zehirlenmesine uğradı.
Aklımda kaldı; başlığın yanıtı çakmağıymış efenim.
Sonuç; tam mallara göre
18 ocak pazar günü izledik
http://www.imdb.com/title/tt0452608/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder