Arama

21 Ocak 2008 Pazartesi

The Hunting Party (2007)

**** Bu hikayenin sadece en saçma kısımları gerçektir ****

Konusu şöyle; yıllarca birlikte çalışan savaş muhabirleri kameraman Duck (Terence Howard) ile muhabir Simon'ın (Richard Gere) Bosna'da izledikleri bir katliamın ardından Simon'ın canlı yayında kontrolünü kaybetmesi sonucunda yolları ayrılır. Birkaç yıl sonra Simon CIA ve Birleşmiş Milletler dahil hiç kimsenin bulamadığı bir Sırp savaş suçlusunun izini bulur ve Duck'ı kendisi ile birlikte haberi yapmaları için ikna eder.

Ne anladım; Matador'un yönetmeni bu sefer politik komedi denebilecek tarzda bir filme imza atmış. Yakın sularda seyreden No Man's Land'i anımsatan film biraz dağınık yapısıyla daha zayıf kaçıyor. Yalnız bir fars olduğunun en baştan altını çizen film başlığa koyduğum açılış cümlesiyle ciddi bir konuyu uzun bir fıkraymış gibi anlatacağını zaten bildiriyor. Bu yüzden bunu bir zayıflık olarak nitelemek güç. Netice itibarıyla ırkçı katiller ile hakim güçlerin arasındaki karanlık ilişkilerin bu adamların nerede olduklarını üç elinde hiç bir kaynak olmayan adam iki günde bulabilirken işi bu olan güvenlik güçlerinin yaklaşamaması gibi trajikomik sonuçlara yol açtığını anlatıyor.

Aklımda kaldı; sanırım boşnakça çalan "I Fought The Law". Bosna'daki gazeteye verilen ve yalnızca Amerikadan aranabilen bir telefon numarasının verildiği aranıyor ilanı.

Sonuç; beğendim

20 ocak pazar gecesi

http://www.imdb.com/title/tt0455782/

Hiç yorum yok: