Arama

10 Nisan 2007 Salı

The Queen (2006)

**** 10 Başbakan eskiten kraliçenin Lady Di'nin hayaleti ile savaşı ****

Konusu şöyle; İngiltere'de seçimle yapılır ve işçi partisi büyük bir başarıyla kazanır, genç Tony Blair'e başbakanlık görevi verilecektir. Bu sırada artık kraliyet ailesinin üyesi olmayan Leydi Diana Paris'te araba kazasında ölür. Halk kraliyet ailesinden olaya saygı göstermesini bekler. Kraliçe hayatının en zor haftasını yaşar.

Ne anladım; Blair'in temsil ettiği modernizm rüzgarı ile kendini kraliçenin simgesi altında korumaya çalışan geleneklerin çarpıştığı bir haftanın hikayesi. Henüz bütün karakterlerinin gerçekten yaşadığı ve çok da sevilebilir gösterilmediği (Blair hariç, ona sevimli arabulucu rolü verilmiş) cesur bir hikaye. İlki Churchill olmak üzere onuncu kez başbakanlık görevini teslim eden kraliçe rolünde Helen Mirren çok ölçülü oynuyor. Gerçek haber görüntüleri ile birlikte başarılı bir mini belgesel aynı zamanda.

Aklımda kaldı; Buckingham Sarayının önünün tepeden gösterildiği gerçek görüntüdeki devasa çiçek yığını. Blair'in kraliçeden görevi almaya karısı ile geldiği sahne. Geyik sahnesi.
Filmi özetleyen şu replik:
Tony Blair: When you get it wrong you really get it wrong. This woman has devoted her whole life to her people... a job she didn't want... the job that killed her father and as far as I can see has done her duty with honor and dignity and now we're all after her blood just because she dis having difficulty going to the funeral of the woman who threw everything that she offered back in her face and spent the last few years trying to destroy her life.

Sonuç; dönemin havasını yansıtan başarılı bir film.

10 nisan salı gündüz evde izledik. Mervenin burundaki alçı duruyor hala

http://www.imdb.com/title/tt0436697/

1 yorum:

Tolga YILDIRIM dedi ki...

Kerem usta'nin seyrettigi filmlere ben de yorum yapayim diye bir gayrete girmistim ama Kerem arayi oyle hizli aciyor ki yetismek mumkun deil. Keske uykumda film seyretsem.. Ne kusel olur :) Neyse..
Helen Mirren gercekten iyiydi. Sevdigim tarzda ("minimalist" ?)bir oyunculuk sergiliyordu. Abartisiz, sade, ne bir mimik fazla ne eksik. Bence tam dozundaydi ve mukemmeldi. Filmin kendisi ise pek de matah degil. Olayin kendisi de benim ilgili ceken bir olay olmadigindan belki de. Yine Helen Mirren'i izlemek, Blair'in ev halini gormek (evde tabak kaldirmasi, formayla dolasmasi gibi) ilgincti. Ayrica Stephen Frears'in, kralicenin agladigi sahneyi sadece sirtindan cekmesi ilginc ve hos bir tercih olmus bence..