***** I know what it is to be young *****
Konusu şöyle; zengin annesiyle yaşayan Harold (Bud Cort) sürekli intihar denemeleri sahneleyerek annesinin dikkatini çekmeye çalışır. Sahip olduğu cenaze arabasıyla tanımadığı insanların cenazelerine katılmak en büyük hobisi olan genç adam bunlardan birinde sekseninci yaşını kutlamasına birkaç hafta kalan hayat dolu Maude (Ruth Gordon) ile tanışır.
Ne anladım; en çok Being There ile bilinen Hal Ashby'nin ilk filmlerinden biri, sıradışı bir romantik komedi. Sahip olduğu servetin sayesinde rahat yaşayan ama varoluşsal problemlerin sahibi Harold ile yaşamının son dönemine gelen ama her anın kıymetini bilen Maude elbette çok irrasyonel ama anlamlı bir ikili oluşturuyorlar. Pesimizmin karşısında saf değil de umursamaz bir iyimserliği koyan ve Harold'ı etkileyen Maude, Bucket List'in varamadığı derinliklerde rahatça nefes alıyor. Sonuçta hayatın hakettiği değeri vermek için ölümcül bir hastalık illa ki gerekli değil, ölümün varlığı ve kaçınılmazlığı da tek başına yeterli olmalı. Psikanalizle, dinle ve toplumsal zorunluluklarla ironisini kurarken Bud Cort'un bebek yüzü sayesinde karakterin oyunlarına dahil olmak da kolaylaşıyor. Ses bandında Robert Altman'ın Mccabe de Cohen'i kullanmasına benzer şekilde Cat Stevens şarkılarının mükemmel kullanımı var, o dönemin modası sanırım.
Aklımda kaldı; giriş jeneriğinde mumları yakarak ortam hazırladığı şaşırtıcı giriş ve finalde banjo çalıp dansederek bitiriş mükemmel. Elemanın kurguladığı ölümler, özellikle annesinin yeni bir kızla tanıştırmasının hemen ardından örtüsü ile bahçeye çıkıp kendisini ateşe verdiği sahne. Ağacı doğaya kaçırdıkları sahnede trafik polisiyle olayları.
Sonuç; mükemmel
7 aralık pazar günü izledim
http://www.imdb.com/title/tt0067185/
Arama
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder