*** How do I say: "don't take me, take the cameraman"? ***
Konusu şöyle; yakında bir bebeği olacağını öğrenen Morgan Spurlock dünyanın geleceği konusundaki endişelerini gidermek için Usame Bin Ladin'i bulmaya karar verir ve ortadoğu ülkelerinde izini arar.
Ne anladım; Super Size Me'den tanıdığımız Spurlock dünyanın en aranan teröristinin peşinde İslamcı ülkelerin bir profilini çıkarmaya çalışıyor. "Onlar da bizim gibi insanlar", "her toplumda iyiler kötüler bulunur" gibi ilkokul seviyesinde sonuçlar çıkaran gayet basit bir bakış açısı var. Filmi bir bilgisayar oyunu gibi tasarlamış, her ülkeyi bir "level" olarak düşünüp tehlikesine göre derecelemiş ve sırayla Mısır, Filistin - İsrail, Arabistan, Afganistan ve Pakistan'a girip sokaktaki vatandaşa Amerika ve Amerikalılar hakkında ne düşündüğünü ve Bin Ladin'i nasıl gördüklerini sormuş. Komik bir şekilde başlamasına rağmen çok derinleşemeyen ve sonunda iyice baştan savma bir şekilde biten filmin en mesajlı sahnesi; ekibin İsrail'de koyu dindar yahudi mahallesinde itilip kakıldığı bölüm. Burada dışa kapalı, gerektiğinde saldırıya geçebilecek düşüncenin her yerde olabileceğini görüyoruz ve kendisi nasıl o toplumu orada bulunarak rahatsız ediyorsa Amerika'nın da saldırgan dış politikası ile daha büyük bir toplumsal rahatsızlık yarattığını gösteriyor. Çok da iyi bir anlatımı ve temposu olmayan film sonuna doğru iyice güçten düşüyor.
Aklımda kaldı; girişteki Tekken tarzı Spurlock - Bin Ladin dövüşü. Son jenerikte filmde geçen çoğu kişinin gülerkenki hallerini gösteren videolar.
Sonuç; eh işte.
1 kasım ctesi gecesi izledim
http://www.imdb.com/title/tt0963208/
Arama
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder