*** Sabahları kemo kokusuna bayılırım ***
Konusu şöyle; zengin hastane sahibi Edward Cole (Nicholson) ağzından kan gelince kendi hastanesine yatırılır. Her odaya iki hasta diye bir politikası olduğundan yanına bir başka kanser hastası olan Carter (Freeman) yatırılır. İkisinin de bir yıldan az ömrü kalmıştır. Ölmeden önce yapmak istedikleri bir listeyi uygulamaya başlarlar.
Ne anladım; Rob Reiner'ın fantezi filmi denilebilir. İki baba oyuncuyu pek de ayakları yere basmayan bir senaryo ile bir araya geliyor. Zengin adamın "hiç hasta olacağım aklıma gelmemişti" gibi safça bir acı gerçeğin yüzüne vurması sahnesi ile resmedilmesi filmin genel didaktik havasını yansıtıyor. Dünyanın her gidilebilecek noktasına paralar saçarak giden iki yaşlı adamın hikayesinin standart hakkını veriyor Reiner. Yeterince vurucu espri ve göz yaşartacak dramatik sahne hesaplanarak kullanılmış. "Vah yazık tek başına yemek yiyor" sahnesi gibi de yığınla sahneyle bezenmiş film. Genel olarak bir insanın hayatında nerelere gitmesi gerektiği konusunda bir film şeridi gibi rehberlik edebilecek, ele aldığı konuyu yüzeysel bir felsefeyle fazla kurcalamadan halleden sıradan bir film.
Aklımda kaldı; Kopi Luwak. Freeman'ın "ömrümü tükettiniz, biraz keyfime bakıcam" diyen karakteri orjinal bir çıkışta bulunuyor ama sonuçta aile en güzel şeydir şeklinde yol gösteriliyor senarist tarafından.
Sonuç; eh işte
11 mayıs pazar günü izledik
http://www.imdb.com/title/tt0825232/
Arama
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder