Arama

29 Eylül 2008 Pazartesi

Hellboy II : The Golden Army

**** World, here I come. ****

Konusu şöyle; insanlarla diğer yaratıklar arasında tarih öncesi çağlarda bir anlaşma yapılmıştır. İnsanlar şehirlere diğer yaratıklar orman ve yer altına sığınmıştır. Ancak insanların çevreye ve dünyaya verdiği zararlar elf Prensi Nuada'nın babasına başkaldırmasına ve karşı konulamaz Altın Ordu'yu canlandırmak için üç parçadan oluşan tacın parçalarının peşine düşmesine bahane olur.

Ne anladım; Guillermo Del Toro ilk Hellboy'un altından görsel ve fantastik boyutlarıyla başarıyla kalkmıştı ama hikayenin bağlanma şekli çok tatmin edici değildi ve çığırından çıkıyor gibiydi. Bundan gözü korkan orijinal stüdyo ikinci filme girişmekten çekinir, Sony desteğini çeker ama bu sırada Universal devreye girer ve "kızıl"ın ikinci hikayesini izleme fırsatına bu şekilde ulaşırız. Karakterleri ile birebir Fantastik Dörtlüyü anımsatan Hellboy bu ikinci filmde diğer seride eksik olana sahip : vizyon sahibi bir yönetmen. Hayalgücünün ürettiği yaratıkların bir kısmına Pan'ın Labirentinden aşina olduğumu yönetmen hakikaten komik bir "süper kahraman shrek" olan, Hancock türevi kahramanına çok da yenilikçi olmayan bir macera yüklüyor. Eleman bir yandan uzun süreli bir flörtün rutin sorunlarıyla boğuşan tipik bir erkek iken diğer yandan egosunu tatmin etmeye çalışan bir dünya kurtarıcısı. "Men In Black" vari gizli bir laboratuar yaşamı sürmeye zorlanırken diğer yandan kendisini dünyaya duyurmaya istekli. Maceranın hikayesi bildik tılsım peşinde koşturan Indiana Jones, kaçan prenses, ona aşık olan içine kapanık bilge ile Yıldız Savaşları evreni de dahil olmak üzere referans dolu. Tüm bu yinelenen öğelere rağmen komedi olarak da iyi işleyen film hiç sıkmadan bir üçüncüye işaret eden ama başı sonu belli bir hikaye sunuyor gerçi bu yinelemeler bir üçüncüyü sıkıcı olmaktan kurtaramayabilir. En azından Toro artık hep aynı yaratığı kullanmayı bırakmalı.

Aklımda kaldı; Mavi ile Kızılın "can't smile without you" düeti. Troll pazarı. Brooklyn köprüsünün dibinden geçilen dünya.

Sonuç; çok güzel

27 eylül cumartesi gecesi capitolde izledik

http://www.imdb.com/title/tt0411477/

Hiç yorum yok: