Arama

2 Ağustos 2009 Pazar

The Fall (2006)

***** Googly googly begone *****

Konusu şöyle; meyve toplarken kolunu kıran ve bir süre hastanede bakım altında tutulan beş yaşındaki Alexandria (Catinca Untaru) alt katta bir çekim sırasında kız arkadaşını etkilemek için tehlikeli bir sahne deneyen dublör Roy Walker (Lee Pace) ile tanışır. Roy küçük kıza 6 adamın bir kötü adama karşı mücadelesini konu alan fantastik bir hikaye anlatmaya başlar.

Ne anladım; Tarsem Singh The Cell ile çok parlak bir çıkış yapmıştı. Orada bir seri katil hikayesinin inanılmaz renkli sahnelerle bir masal gibi anlatan yönetmenin tarzını çok daha iyi kullanan, bu sefer alttaki hikayenin de çok iyi olduğu bir film var burada. Guillermo Del Toro (Pan's Labyrinth) ya da Tim Burton'ı (Big Fish) anımsatan tarzı bir yanıyla da Monty Python hissi veriyor. Kız oyuncunun çok doğal oyunu normal zamanda geçen hikayeyi masaldan daha fazla merak etmemize sebep oluyor. SPOILER Önce bu masalın anlatılması motivasyonunun adamın kızı kendisine intihar edebilmesi için gereken ilacı getirtmek için bir numara olduğunu öğreniyoruz. Zamanla kızın hikayeyi sahiplenmesi finalde hikayeyi kötü bitirmesi gereken adamın "Bu benim hikayem" kızgınlığı karşısında gözyaşları içerisinde "Ama benim de" demesine kadar geliyor. Afişinin esinlendiği Dali resimlerinin havasında sahnelerle dolu olmasına rağmen tüm çekimlerin yerinde yapıldığı ve bilgisayar özel efektlerinin kullanılmadığı söylenmiş ki inanılmaz.

Aklımda kaldı; ameliyatın temsil edildiği mükemmel stop motion sahne. Girişte yedinci semfoni eşliğinde sonradan kaza olduğunu öğrendiğimiz tren köprüsü sahnesi. M-O-R-P-H-I-N-3. Kelebek adası

Sonuç; çok iyi

2 ağustos pazar günü izledim

http://www.imdb.com/title/tt0460791/

Hiç yorum yok: